Kıymetli dostlar bir girişimciliktir gidiyor. Girişimci nasıl olunur yada olunmaz? Herkes girişimciliği ya zaten biliyor yâda girişimci olmak istiyor. Gerçekten girişimci olanlar ise çok daha farklı cümleler kuruyorlar. Bu yazımızda bizzat yaşadığım şahit olduğum örnekler ile girişimci nasıl olunur, girişimci nasıl olunmaz anlatmak istiyorum.
Girişmek yâda girişmemek işte bütün mesele bu. Son yılların moda kelimesi girişimcilik. Bu söz neden çok sevildi; başarılı, zengin tüm insanların hayat hikâyeleri anlatılırken, girişimcilik kelimesi bol miktarda kullanıldı. Edinilen algı, girişimci olursan parayı bulursun. Bu algı sayesinde birçok insan girişimci olmak için kolları sıvadı. Başarılı girişimcilerin yanında büyük çoğunluk başarısız girişimlerle anılmaya başlandı. Hatta sadece girişimci olacağım diyerek günlerini aylarını geçiren gençler oldukça fazlalaştı.
DropGelir eğitimim sayesinde binlerce kişinin hayatına dokunma şansına kavuştum. Eğitimimin içeriği sayesinde girişimcilerin ilgisini çekti. Bu alaka sayesinde her gün yeni girişimcilik analizleri yapma şansına eriştim. Analizler bana bir girişimci nasıl olunur yâda girişimci nasıl olunmazı bizzat gerçek kişiler ile görmemi sağladı. Yüzlerce hikâyeden bir kaçını size kılavuz olsun diye paylaşıyorum. Tüm anlattıklarım tamamen gerçektir lakin kişileri rencide etmemek adına ufak değişiklikler yapılmıştır.
Uzun bir yazı olacak ama sonuna kadar okumanızı tavsiye ederim. Her başlıkta iki hikâye var. Birincisi girişememiş ikincisi ise girişim olayını başarmış kişiler olacak.
Hadi şimdi bakalım Girişimci nasıl olunur yada olunmaz?
AVRUPAYI FETHETMEK
Yüz yüze de görüştüğümüz genç bir girişimci adayı, yaptığımı işlere şahit olunca heveslendi. Bende başlıyorum uçacağım kaçacağım vs. Peki dedik anlattık. Muhteşem dedi tam bana göre iş “lakin” pandemi var biraz bakayım hemen başlayacağım. Dedik ki “pandemi sayesinde satışlar 5 kat arttı, insanlar evden çıkamıyor ve e-ticaret patladı”, haklısınız dedi 2 ay sesi çıkmadı. 2 ay içinde iki kez işe girmiş lakin kapasitesine uygun olmadığı için ve köreldiğini düşündüğü için geri çıkmış. Son aldığımız bilgi ise; ben Türkiye’de değil tüm Avrupa’da satış yapacağım. Bunun için beklediğim durumlar var (ortalama 2 yıl) sonrasında zirvedeyim. Peki dedik konuyu uzatmadık… Eminim ki 2 yıl sonra da bir adım ileriye gitmemiş olacak ve giden zaman geri dönmeyecek.
Eski muhasebecim; e-ticarete başladığım ay elimde 600 fatura ile gittiğim gün karar verdi. Kısa sürede muhasebecilik mesleğini bırakarak instagram üzerinde kişiye özel üretilmiş ürün satışına başladı. Yıl dolmadan büyük bir ofis, 5 eleman ile sadece İnstagramda aylık oldukça yüksek cirolara ulaştı. 2 gün önce ofisimize kahve içmeye geldiğinde; ürünleri yurtdışına satmaya başladım bunun için hızlandırılmış İngilizce kursuna başladım ve şimdi oradan geliyorum. Hedefim 3 ay içinde tüm dünyaya satmaya başlamak. Tebrik etmek dışında bir söz bulamadım…
HOLDİNG OLACAĞIM
Bir aile dostumuz, işleri çok iyi gitmiyor ve e-ticaret planlıyor. Gel anlatalım destek olalım dedik. Ağırladık saatlerce anlattık adım adım süreci gösterdik. Süper dedi gitti 3 ay ses yok. Sonra dedi Adana’ya geliyorum yanına uğrayacağım. Peki dedik, kebabımızı yedik gezdik sonra ofiste yine anlattık. Tamam, bu sefer dedi gitti 2 ay ses yok. Yine bir akşam dedi geleceğim bu sefer ben sana anlatacağım. Peki dedik geldi yemeğimizi yedik konuştuk. (Bu arada ofisimiz Adana’da ve kapımız herkese açık, yolu düşen tüm dostlar kursiyer olsun olmasın, kebap artı kahve bizden ve her zaman bekleriz). Neyse arkadaş geldi dedi ben büyük oynayacağım öyle adım adım gidemem direkt zirvede başlamam gerek. Tüm mecralarda aynı anda mağaza açıp milyonlarca ürün ekleyeceğim ve aylık en az milyon ciro yapacağım. Bu şartların oluşması için çabalıyorum. “Yanlış metot dedik, adım adım büyütmek gerek yoksa baş edemezsin”. Gitti ve 6 aydır ses yok…
Bir Pazar günü telefonum çaldı. Kursiyerlerimden biri; “hocam Adana’ya geliyoruz iki arkadaş müsait misiniz”. Uzun yoldan gelence hayır demek yakışmaz tabiki gel hatta yemek yiyelim. Geldiler hoşbeş, anlatmaya başladı, eğitiminizi aldım, adım adım uyguladım, her ay biraz daha geliştirdim, 5. Ayda 6 farklı mecrada mağazam var, mağazalarımı yönetmek için 2 personel aldım şimdi kendi ürünümü üretmek için çabalıyorum, teşekkür etmek için geldik.
DANIŞMAN OLACAĞIM
Whatsapp üzerinden bir kursiyerim yazdı, hocam tüm yazdıklarınızı okudum, küçük işlerle uğraşmak yerine direkt danışmanlık yapacağım. “dedim nasıl olacak bu uygulama yapmadan tecrübe olmaz ve büyük firmalar sana neden danışmanlık talebi ile gelsin”. Hocam dedi okudum anladım yeter bana büyük firmalara anlatacağım kazanacağım. Yanlış ama sen bilirsin dedim. 2 ay geçti aklıma geldi ne oldu dedim danışmanlık işi nasıl gidiyor. “Hocam dedi; bu işler zor, firmalar çok nazlı ve her gün yeni bir şeyler istiyorlar”. O cümlelerden anladığım “tecrübem olmadığı için firmaların isteklerine tam cevap veremedim ve yapmak istemiyorum”…
Çok fazla yazışmadığım bir kursiyerim bir gün mesaj attı hocam müsaitseniz önemli bir konu var. Böyle durumlarda saate vs bakmam hemen dönüş yaptım. Hocam sizin kitapları 4 arkadaş okuduk, ders çalışır gibi eğitimi tamamladık. Önce kendi mağazalarımızı açtık, tüm süreçleri not alarak ilerlettik. Şimdi ekip olarak bir ayakkabı fabrikasının danışmanlık hizmetini aldık. Sitesini yaptık, mağazalarını açtık, toptancılık konusunda da tüm yetki bizim. Arkadaşlar ile sana teşekkür ediyoruz ve dua ediyoruz sürekli…
KARAR VERİP UÇACAĞIM
Whatsapp hattımda olan tüm yazışmaları arşivlerim yani silmem. Bir gün geç saatte mesaj geldi “hocam birkaç sorum olacak eğitimle ilgili” buyur sor tabiki dedim, gelen sorular işi yapmak için değil yapmamak için sebep aramak gibi. Geçmiş yazışmalara baktım en son 6 önce benzeri sorular sormuş. 1,5 yıldır da aynı süreç. “Dedim güzel kardeşim 1,5 yılda karar veremediysen eğitimi alma, boşuna vakit kaybetme, sen sabit maaşlı bir işe gir”. Tahminen ailesi çalış diyor o da maaşlı değil girişimci olacağım cevabını veriyor ve kendini kandırmak için 6 ayda bir bana soruyor…
Başka bir kursiyerim ise “hocam tüm bilgileri ayrıntılı anlatmışsınız, destek için yazma ihtiyacı hissetmedim, okudum uyguladım mağazalarımı açtım, satışlar başladı, teşekkür ederim”. Diye yazdı…
SONUÇ
Bunun gibi onlarca başarı yâda başarısızlık hikâyeleri var. Sizi çok sıkmak istemediğim için seçerek yazdım. Sık karşılaştığım bir örnek, hocam kitapları almadan yapamaz mıyız? Bu soru geldiğinde emin olun birkaç saniye kalıyorum öyle; bir eğitim veriyorum ve bu bilgileri kitaplarda sunuyorum ama şahıs bunu anlayacak kadar bile odaklanmazken; e-ticaret ile başarılı olmaya çalışıyor…
Bir farklı örnekte “hoca bu kitaplar çok pahalı” diyenler. Cevaben ben kitap satmıyorum yılların birikimini ve tecrübesini size hazır sunuyorum, benzeri eğitimler en az 5 katı fiyata dememe rağmen “boş ver kitapları şimdi zaten kitap okumam sen bana buradan anlat hemen başlayalım” diye cevap geliyor. Cevaben 350 sayfa bilgi buradan anlatılmaz birincisi bu ikincisi ise tüm hayatını etkileyecek bir iş için bu kadar emeği vermiyorsan zaten yapma diyorum…
FİNAL
Dostlar en başa dönecek olursak, girişimcilik dediğimiz mesele atla deve değil. Herkes yapabilir başarabilir. Ana mottomoz “bir işi bir kişi bile bir kez başardı ise herkes başarabilir”. Bunun için gerekli olan tek şey “KARAR VERMEK” “ADIM ATMAK”… Başarı ile başarısızlığı ayıran tek hareket adım atmak yâda atmamak.
Herkes e-ticaret yapsın demiyorum hatta eğitimimi de alın demem, lakin girişimci olacaksanız ve bunu hangi alanda yapacaksanız yapın lütfen ama lütfen “ADIM ATIN”… Başlamak bitirmenin yarısıdır demiş atalarımız, başlarsan zaten yolu yarılamış oluyorsun.
e-Ticaret yapmak istiyorsanız DropGelir eğitimimizi yılların tecrübesi ile sunuyoruz ve her aşamada anlık whatsapp desteği veriyoruz. Ayrıca tüm sorular
Bol girişimli ve sağlıklı günler dilerim.